31 Mart 2012 Cumartesi

Dubleks evde yaşamak

Dubleks ev deyince aklınaza, amerikan fimlerinde gördüğünüz, bahçe içinde, 2 katlı, 55 odalı at koşturmalık mutfağı olan evler geliyor ama benim dubleks evim tabi ki öyle değil, her amerikan filmleriyle büyüyen gariban gibi bende isterdim öyle olsun, ama hayat acımasız işte.

Benim dubleksim katta dubleks, toplam 80-90 metrekare [bu ölçüm işlerinden de zerre anlamam, yol tarif ederken derler ya ''500 metre sonra sola dön'' diye, 500 metre ne arkadaş metre mi var elimde, nasıl ölçecem. Desene sen bana, ''ışıklardan sola dön abi'', bakkaldan sola gir'', ''camiyi geçince sola dön'' diye, ''500 metre sonra sola dön'' ne, ben 500 metre diye 5 kilometre yol yürürüm. Lütfen yol tarif ederken daha örnek verici, daha halkın dilinden anlayıcı şekilde (''halkın dilinden anlayıcı şekil'' nasıl bi şekilse artık. bu arada, parantez içinde parantez açınca çok mutlu oldum lan ) konuşalım] kapıdan girince küçük bi hol var, holde durunca tam karşınızda merdiven başlıyor, sağınızda mutfak var, sağ çaprazınızda yani merdivenle mutfağın arasından salona geçiyorsunuz, salonun kapısı falan da yok. Salonda, aynı amerikan sitcomları gibi, dış kapı her an açılıp içeri birileri girecekmiş hissiyle oturuyorum. merdiven, üst katta hafif sağa kıvrılarak bitiyor. Bitiminde karşınızda ev arkadaşımın odası, sağ tarafınızda banyo sağ çaprazınıda ise benim odam var, odalar salonla mutfağın üstünde, banyo holün üstünde kalıyor. Umarım anlatmayı becerebildim ve ev kafanızda canlnadı. ha bu ne işe yarayacak bilmiyorum, ama asıl derdimi anlatmaya şimdi başlıyorum.

Efenim şimdi bu dubleks, ilk başta aaa ne şirin, ne güzel aynı filmlerdeki gibi diye bir hava yaratsada biraz yaşayınca hiç hoş değil. neden mi?

1- En büyük derdim: mesela aşağıda kurulmuşsun film izliyorsun, tabi izlerken biraları içiyorsun ne oldu filmin yarısında çişin geldi, zaten filmi kesmek hiç hoşuma gitmez bu yeterince kötüyken bir de çişimi yapmak için merdiven çıkmak zoruda kalıyorum, bir insan evinde çişini yapmak için merdiven çıkar mı? arkadaş, ayıp yav, her basamağını söverek çıkıyorum resmen.

2- Yukardasın yatağana uzanmış hayal kuruyorsun falan, bi yerden sesler geliyor, ben bu melediyi biliyorum lan, nerden tanıyorum, lan bu benim telefonunun sesi değil mi, hay amına koyayım telefon aşağıda ve çalıyor, ben böyle aşkın ızdarıbını... diyerek (3 nokta telefona ulaşana kadar küfür içeriyor) aşağıya iniyorsunuz, insan telefonu açmak için merdiven iner mi lan.

3- Binada yan dairenin merdivenleri ile benim merdivenler yan yana, arada duvar var sadece, ve duvar da tabi ki çok ince olduğu için, yan taraf merdiven inerken veya çıkarken aynı anda benim evin içinde birisi merdiven iniyor ve çıkıyor. Hani bu zaten yeterince sinir bozucu iken, ben merdiven inip çıkarken de aynı şey geçerli olduğu için dikkat etmem gerekiyor, bir kere: asla terlikle merdiven inip çıkmamak lazım, ikincisi: çok yavaş olmak lazım, böyle bir balerin gibi parmak uçlarında inip çıkacaksın yoksa yan komşu her an kapıyı çalıp ''biz mediven inip çıkarken çok dikkatli oluyoruz, lütfen siz de aynı özeni gösterin'' diyebilir. (düşün binada ''merdiven inip çıkarken dikkatli olmak'' diye bir kavram var.)

4- Merdivenin altı: zamanında ev sahibi merdivenin altını kapatmış, yan tarafına, kutucuklar halinde, dolaplar yaptırmış. hani fena fikir gibi durmuyor içlerine kitaplarımızı falan koyduk. Ama aslında bok gibi olmuş. Niye: çünkü altı kirleniyor arkadaş. Resmen deli gibi toz oluyor, e nasıl temizlyecen; 1.5 eski aytiti marka tüplü televizyonun sığacağı kadar bir kutucuğun içinden geçip merdivenin altına girecen de, orada iki büklüm duracan da, temizleyecen e temizlemeyince heryere oradan toz geliyor, napacaksın tabi ki bol bol söveceksin. tabi bir de ekstradan merdiven silip süpürme zahmetinden hiç bahsetmiyorum, ya da temzilik yaparken habire banyoya gitmek için in çık yapmayı falan geçtim artık.

Madedeler daha da uzatılabilir ama blog yazısı kısa olur diyerek uzatmıyor (lan sanki yıllardır blog yazıyormuşum gibi, altı üstü 3, 5 yazı yazmışım. ama böyle her konuya hakim görünmek çok zevkli) bu merdiven inip çıkma olaylarını: çok çişin gelmişken, ya da telefon çalıyorken, ya da sen yukardayken kapı çaldığında ve bir taraftan da yan komşuyu rahatsız etmemek için; merdivenin başına gelince terliği çıkarmak zorunda kalarak, parmak ucunda, sanki uçuyormuş gibi inip çıkmak zorunda kaldığını düşün. Resmen stres yaşıyorum lan, bir şey olacak ve ben merdiven inip çıkacam diye evimde rahat rahat oturamıyorum, yatamıyorum, film izleyemiyorum. Çok sevdiğim bir film olan A History of Violence da viggo abimizin, maria (adını da yeni öğrendim ablanın) ablamızı evin içindeki merdivende götürdüğü bi sahne vardı, hani belki o gerçekleşir diye arada sevgiliyle bakıyorum merdivenlere, yoksa kesin bi balta bulup girişirdim. hayat ne kadar zor azizim.

Yazı biterken radyo eksen de The Beatles - She Loves You çalıyordu. Güle güle efenim.