16 Şubat 2010 Salı

Güzel bir hatunla göz göze gelip konuşamamak

yolda yürürken ya da bar, kafe, kitapçı, market, banka sırası, otobüs, gibi güzide ortamlarda, çok güzel bir kızla göz göze gelirsin ve o an hissedersin bir şeyler olduğunu (ya da olmasını istersin) böyle için bir acayip olur, heyecanlanırsın, yüzünde istemsizce bir gülümseme oluşur, o anda dünyadan soyutlanırsın sanki sadece sen ve o vardır görmezsin kimseyi, duymazsın ne dediklerini, hele bir de gülümsemişse dünyanın en mutlu adamı olursun, hissettiklerinin tek taraflı olmadığını onunda senden hoşlandığını düşünmen için bir nedenin vardır artık, sana gülümsemiştir.

Ama sonra onula gidip konuşman gerektiği aklına gelir çünkü gidecektir birazdan, birası bittiğinde; sana baktığında heyecanlandıran gözleri kaybolacaktır, durağı geldiğinde; sen camdan gidişini seyredeceksin, parasını çektiğinde; yemek yemeğe yalnız gidecektir.

Bilirsin bunların hepsini ve bunların olmaması için, beraber bira içebilmek için onunla konuşman gerektiğini de bilirsin (türk kadınlarının sadece %2.321 i hoşlandığı bir erkekle gidip konuşuyormuş) ama işte gidemezsin kalırsın olduğun yerde sadece bakarsın, hayal edersin. ne kadar kendini ''git konuş lan ne olacak altı üstü siktiri yer oturursun ne yani, hem torunlarına anlatacağın hikayelerin olur'' şeklindeki sözlerle gaza getirmeye çalışsan da, olmaz yapamazsın ama işin ilginç tarafı niye yapamadığını sen de bilmezsin, öyle utangaç birisi değilsindir, konuşmaya başladığın zaman geveze bile sayılabilirsin ama o anda konuşamazsın, seni durduran bir şeyler vardır. hatun sana bakar, sen ona ama sonunda ikiniz de ayrı yollara gidersiniz. gözden kaybolduğunda bilirsin ki bir daha karşılaşmayacaksınız, acaba konuşsaydım nasıl olurdu diye hayal ederek gidersin yoluna.

yazı biterken Damien Rice --Rootless Tree (2007 Live) çalıyordu efenim, güle güle.

fuck you, fuck you, love you